Uncharted: The Lost Legacy - İnceleme

Uncharted serisinin benim için yeri gerçekten ayrı. Naughty Dog ile maceram aslında çoğu oyuncu gibi PlayStation 1’de Crash Bandicoot ile başladı. Ne mutlu ki Crash’i bilmeyen oyuncular için geçtiğimiz ay Remastered versiyonu piyasaya çıktı. Ne kadar zor bir oyun olduğunu da tekrar görmüş olduk. Gerçi o zaman bana bu kadar zor gelmemişti sanki ama neyse bu başka bir konu. PlayStation 3’ün başında Nauhgty Dog’un Crash’i PS3’e getirmek yerine farklı bir oyun yaptığını öğrendiğimde şaşırmış, bunun çok güzel grafiklerle bambaşka tarzda bir oyun olduğunu öğrendiğimde ise merak etmeye başlamıştım. Indiana Jones filmlerinin hayranı olduğumu da eklersek Uncharted benim için mükemmel bir oyun olabilirdi. Öyle de oldu.

Uncharted: Lost Legacy, Türkçe adıyla Uncharted: Kayıp Miras, Nathan Drake’in olmadığı ilk Uncharted macerası (umarım da son olmaz). Oyundaki ana karakterler, daha önce de Uncharted 2’de tanıdığımız ve Nathan ile yakınlaşan Chloe Frazer ve Uncharted 4’ün ana düşmanlarından olan Nadine Ross. 2 ana kadın karakter, zaten kadın karakterlere büyük önem veren Naught Dog ve Uncharted serisi için güzel bir seçim olmuş diyebilirim. Yalnız oyunda sadece Chloe ile oynadığımızı belirteyim, bizim için ana karakter kendi olsa da Nadine bir an olsun yanımızdan ayrılmıyor.

Merak edenler için hikayeden kısaca bahsedeyim. En çok merak edilen konu muhtemelen oyunun hangi zamanda geçtiğidir. Uncharted 4’ün sonrasını konu alıyor. Dolayısıyla herhangi bir ara hikaye ya da öncesini anlatması gibi bir durum söz konusu değil. Uncharted 4’ten sonra Shoreline dağıldığı için tekrar para kazanmaya çalışan Nadine, tek başına çalışan Chloe’nin teklifini kabul eder. Birlikte Hindistan’a doğru yola çıkarlar ve Ganesh’in kayıp fil dişini bulmak için kendilerini büyük bir maceranın ortasında bulurlar.

Kayıp Miras hem Türkçe altyazı hem de dublaj ile geliyor.

Kayıp Miras için 5-6 saatlik bir oynanış dense de pek ölmeden (birkaç kez yanlış zıplama yüzünden öldüm), bolca hazine arayarak (68 hazineden 51’ini bulabildim), ilk bölümlerdeki yan görevin tamamını yaparak (11 madeni para bulma) oynadım ve oyun toplamda 7 buçuk saat sürdü. Bu da aslında birçok oyun için yeterli bir süre. Her ne kadar kısa olduğu için normal oyunlara göre daha az bir fiyatla satılıyor olsa da aslında hemen hemen tam oyun parasını hak ediyor diyebilirim. Call of Duty gibi oyunların 6-7 saat sürdüğünü düşünürsek Uncharted bu süreyi size rahatlıkla sağlıyor.

Ana oyunu olan Uncharted 4 ile kıyasladığımızda 7 saat gerçekten kısa zira U4’ün oynanış süresi ortalama 15-16 saat civarındaydı. Ancak yine de serinin ilk oyunlarına baktığımızda Uncharted 1’in 8, ikinci ve üçüncü oyunlarınsa 9 saat ortalamaya sahip olduğunu belirteyim. Bu sebeple 7 saatlik DLC diye bakmak yerine tamamen farklı spin-off bir oyun olduğunu söyleyebiliriz. Sadece kullandığı tüm temeller Uncharted 4 oyununun üzerine yazılmış. Oyun ilk güncelleme ile birlikte 50 gb olarak geliyor ki içinde online kısmı da var. Online kısmını merak edenler için de güzel bir haber vereyim, oyunun kendine has ayrı bir online’ı bulunmuyor. Bunun neresi güzel diyebilirsiniz ama daha geçen sene çıkan Uncharted 4 için ayrı, bunun için ayrı bir server olsa oyuncu azlığı yaşanabilirdi. Zaten bu ana oyuna bağlı olduğunu düşünürsek aynı online’ı kullanmaları son derece mantıklı. Yani bende Kayıp Miras var, sizde Uncharted 4 varsa birlikte online oynayabiliriz. 50 gb’ın içinde online’ın zorunlu olarak inmesi ise biraz kötü, Uncharted 4’e sahip olanların indirmeme seçeneği bulunabilirdi ama bu da standalone oyun yapmanın minik dezavantajı.

Online kısmı Unchartd 4’ün aynısı olduğu için o kısma tekrar değinmeyeceğim. Ayrıca minik bir hatırlatma da yapayım, online’ı U4’ün aynısı olduğu için oyunun multiplayer kısmında Nathan Drake ile oynayabiliyorsunuz. Uncharted 4 oyuncularına avantajınız ise multiplayer için Chloe ve Nadine’in ekstra kıyafetlerini açabiliyor olmanız.

Uncharted serilerinden bu oyunu ayıran en önemli etken (ana ekibin değişmesi dışında) mekan sayısının azlığı. Yanlış anlaşılmasın oyun bizi çok güzel yerlere götürüyor. Dakikalarca durup manzaranın tadını çıkardım, fotoğraf modunu açıp farklı açılardan fotoğraflar çektim. Ama demek istediğim ülke değiştirmiyor olmamız. Normalde Uncharted serisi bizi farklı atmosferlere götürür, farklı ülkelere götürür bir anda farklı çevreye geçeriz. Kayıp Miras sadece en başında şehirde başlıyor, ardından Hindistan’ın ormanlarına gidiyor burada da bir oraya bir buraya gidip geliyoruz desem yeridir. Bu belki eksisi diyebiliriz ama zaten ana oyun diye satmadıkları için bunu da eksi olarak belirtmemiz mümkün değil.

Oyunun müzikleri gayet iyi, ana Uncharted tema müziğini duymayı beklemeyin (online dışında). Fakat oyunu bitirdikten sonra çalan M.I.A.’in Borders şarkısı seçimine bayıldım. Bir oyunu bitirdikten sonra, özellikle de film gibi bir oyunu bitirdikten sonra güncel bir şarkının çalması tam olarak sinema salonunda olduğumu düşündürdü bana.

Sony Türkiye’ye buradan bir teşekkür etmek istiyorum. Bir süredir büyük PlayStation özel oyunlarnı Türkçe olarak (ama dublaj, ama altyazılı) piyasaya çıkaran Sony Türkiye, Horizon Zero Dawn oyununda Türkçe altyazı bile koymamıştı. İngilizce bildiğim için aslında benim için oyunu anlama konusunda bir sıkıntı yok, ancak Türkçe oynamak o kadar keyifli ki, Sony’nin Türkçeleştirdiği oyunlarda hiçbir zaman orijinal ses aramıyorum. Tüm Uncharted serisini Türkçe olduktan sonra tekrar oynamıştım. Horizon sonrası Türkçe gelmeyecek mi acaba derken Kayıp Miras’ın hem altyazı hem de dublaj ile gelmesi beni ve birçok oyuncuyu çok mutlu etmiştir. Sizi bilmem ama ben Türkçe dublajla oyun oynamaktan gerçekten keyif alıyorum. Bence birçok sinema filminden de dublajı çok daha başarılı.

Kayıp Miras, Uncharted serisinin farklı karakterle olan versiyonu. Eğer Naughty Dog, Nathan’ın hikayesini kesin olarak bitirdiyse bu tarz spin off oyunlar ile bizi bolca besleyebilir. Chloe ve Nadine ikilisinden farklı bir oyun, Sam ile Sullivan’ın olacağı farklı oyunlara kimsenin burun kıvıracağını sanmıyorum. Tüm karakterler o kadar güzel ki. Bazen sadece karakter için değil o hazineye ulaşmak istediğimiz için de oynarken buluyorum kendimi. Bu sefer de aynı şekilde hikayeye o kadar çok kapılıyorsunuz ki, aradığınız hazineyi bulmak için merakınız giderek artıyor. Karakterlerin değişik mekanlardaki hayranlığı bizi de kendine çekiyor.

Uncharted: Kayıp Miras yazısını aslında bitirmek istemiyorum. Çünkü yazıyı bitirirsem seriyle ilgili oyunları tükettiğim gibi bir daha Uncharted serisi için inceleme yazamayacak olmaktan korkuyorum. Umarım Uncharted serisi ister Nathan ister farklı karakterle devam eder, ben de bol bol incelemelerini büyük bir keyifle yazarım.

Kayıp Miras, eğer tam bir oyun fiyatıyla satılsa farklı bir inceleme yapabilirdik. En azından içerdikleri bakımından eksi kısmına bir şeyler karalayabilirdik. Ancak şu an için tek eksisi, 7 saat kadar yaptıktan sonra neden 10 saate uzatmadınız oynanışı diye serzenişte bulunmak oldu. Hani 2-3 saatlik bir macera yapsalar tamam DLC derdik ama zaten 7 saatlik oyun yapmışsınız, azıcık daha sıksaydınız dişinizi. Lafı daha fazla uzatmayayım, Kayıp Miras, Uncharted hayranlarının mutlaka ama mutlaka oynaması gereken bir oyun. Gözler ilk bölümden sonra hiç Nathan’ı aramadı diyebilirim. Aksine Chloe ile oynamayı da çok sevdim. Fiyatı da hazır normal oyunlardan daha düşükken kaçırmayın derim. Özellikle de Uncharted’ı hiç oynamadıysanız bu oyundan başlarsanız hiçbir şey kaybetmiş olmazsınız.